Hayvanlar için neden fazla sayıda COVID-19 aşısı yok?
Son iki buçuk yılda, dünya çapında çok sayıda hayvan türünde COVID-19 enfeksiyonları bildirilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, hayvanlara yönelik COVID-19 aşıları , enfeksiyona karşı koruyabilmekte ve viral mutasyonların bulaşmasını önleyebilmektedir. Ancak, bu tür aşıların geliştirilme süreci oldukça yavaş olmuştur. Bilim adamları bu sürecin uzamasını veri eksikliğine bağlamaktadır.
29 Ağustos 2022
Uğraş Kaynarca – Veteriner Hekim
Son iki buçuk yılda, dünya çapında çok sayıda hayvan türünde COVID-19 enfeksiyonları bildirilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, hayvanlara yönelik COVID-19 aşıları , enfeksiyona karşı koruyabilmekte ve viral mutasyonların bulaşmasını önleyebilmektedir. Ancak, bu tür aşıların geliştirilme süreci oldukça yavaş olmuştur. Bilim adamları bu sürecin uzamasını veri eksikliğine bağlamaktadır.
Suresh V. Kuchipudi, “acilen dünyanın farklı yerlerinde yüksek riskli hayvanların SARS-CoV-2 maruziyetini izlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.”
Huck Yaşam Bilimleri Enstitüleri Hayvan Teşhis Laboratuvarı Direktörü Suresh V. Kuchipudi , “Birkaç hayvan türünün SARS-CoV-2 serotipine karşı duyarlı olabileceği düşünüldü ve bu türlerin bu serotipe karşı duyarlı olduğu bulundu” diyor . Ancak dünyanın çeşitli yerlerindeki birçok hayvan türü için risk halen bilinmemektedir. “Bu nedenle, acilen dünyanın farklı yerlerinde yüksek riskli hayvanların SARS-CoV-2 maruziyetini izlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.”
Hindistan haziran ayında, hayvanlar için ilk COVID-19 aşısı olan Ancovax’ı tanıttı. Aşının lansmanı, Hindistan’da SARS-CoV-2 virüsünün sekiz Asya aslanı enfekte etmesi ve bu aslanlardan ikisinin ölümünün bildirilmesinden bir yıl sonra gerçekleşti. İnsanlar için 30 adet COVID -19 aşısı dünya çapında genel veya acil kullanım için onaylanmış olsa da, Ancovax, hayvanlar için acil kullanım onayı alan üçüncü aşıdır. Carnivac-Cov adlı ilk COVİD-19 aşısı 2021 yılı Mart ayında Rusya tarafından tescillenmiştir. Ancovax’tan dört ay sonra 2021 yılı Temmuz ayında ise ABD’li bir ilaç şirketi olan Zoetis tarafından geliştirilen başka bir aşı acil kullanım onayı aldı.
Hayvanlar arasında COVID-19 enfeksiyonlarının tehlikeleri
“COVID-19 dahil olmak üzere yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların en az yüzde 75’i hayvan kökenlidir.”
U.S. Centres for Diseases Control and Prevention, “COVID-19 ile “enfekte olabilecek tüm hayvan türlerini henüz bilmiyoruz.”
Dünyanın çeşitli ülkelerinde hayvanlarda COVID-19 vakaları bildirilmiştir. 2022 yılı Mart ayı itibariyle 29 hayvan türünün enfekte olduğu bildirilmiştir. Bu türler arasında köpekler, kediler, yaban gelinciği ve hamster gibi evcil hayvanlar olduğu gibi; mink gibi çiftlik hayvanları; ak kuyruklu geyik, katır geyiği ve kara kuyruklu marmoset gibi vahşi hayvanlar; ve sırtlanlar, su aygırı ve denizayıları dahil hayvanat bahçeleri ve kutsal alanlardaki hayvanlar bulunmaktadır. Hayvanlardaki yaygın COVID-19 enfeksiyonuna rağmen, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), virüsün nasıl olduğunu anlamak için daha fazla çalışmaya ve gözetime ihtiyaç olduğunu ekleyerek “enfekte olabilecek tüm hayvan türlerini henüz bilmiyoruz” dedi. Covid-19 zoonoz bir hastalıktır ve hayvanlarla insanlar arasında bulaşmaktadır.
Leyi Wang, “COVID-19 enfeksiyonunun bulaşması hem insanlardan hayvanlara hem de hayvanlardan insana iki yönlü olmaktadır.”
Illinois Üniversitesi Veteriner Teşhis Laboratuvarı Virolog Veteriner Hekim Leyi Wang, COVID-19 enfeksiyonunun esaret altında yaşayan vahşi hayvanların ve evcil hayvanların sıklıkla insanlardan bulaştığını belirtiyor. Leyi Wang, Hong Kong’da evcil hamsterler ve insanlara bulaşmanın iki yönlü olduğunu gösteren bir çalışmaya atıfta bulunarak, COVID-19 enfeksiyonunun bulaşmasının hem insanlardan hayvanlara hem de hayvanlardan insana iki yönlü olduğunu söylüyor.
Wang, daha büyük endişesinin, özellikle esir olmayan vahşi hayvanları aşılamanın zorluğu göz önüne alındığında, insanların veya evcil hayvanların virüsü vahşi hayata byulaştırarak hastalığın kontrol edilemez bir rezervuar oluşturması olasılığı olduğunu söylüyor. Wang, bu tür geri dönüşlerin daha önce veba, sarı humma ve kuduz gibi hastalıklarda meydana geldiğini hatırlatıyor.
Geçmişte, diğer insan solunum yolu virüslerinin şempanzeler ve goriller gibi nesli tükenmekte olan büyük maymunlar için ölümcül olduğu kanıtlanmıştır. COVID-19 enfeksiyonunun aynı etkiye sahip olabileceğinden korkan primatologlar, salgın boyunca primatları korumak için çalıştılar. Wang, bu arada, diğer hayvanlar arasında virüs rezervuarlarının zaten oluşturulduğunu söylüyor.
Wang, insandan geyiğe bulaşmanın yanı sıra geyikten geyiğe bulaşmayı doğrulayan bir araştırmayı referans göstererek, ABD eyaletlerinde 20’den fazla geyiğin SARS-CoV-2 pozitif olarak tespit edildiğini söylüyor. Wang, enfekte geyiklerle etkileşime bağlı olarak kaç yaban hayatı türünün hastalığa duyarlı olabileceğinin belirsizliğini korumakta olduğunu hatırlatıyor.
CDC, nisan ayında vahşi yaşamda mutasyona uğrayan yeni koronavirüs varyantları hakkındaki endişelerini dile getirerek, sağlık yetkililerini hayvanlarda insanlara yönelik tehdit olarak bulaşmanın yayılmasını izlemeye çağırdı. DSÖ de geçmişte benzer tavsiyelerde bulunmuştu.
Aşı geliştirmedeki güçlükler
Hayvan aşılarını geliştirmek ve uygulamak zor ve pahalıdır. Toplumlarda hayvanların daha geniş sağlık riski taşıdığı iyi bilinmediğinden bu yöndeki talep eksik kalmaktadır. İnsanlar sadece evcil hayvanları hakkında düşünme eğilimindedir.
Birleşik Devletler menşeili Zoetis firması, Köpeklerde bilinen ilk COVID-19 enfeksiyonunun Hong Kong’da meydana geldiği 2020 yılı Şubat ayında hayvanlarda COVID-19 aşısı için geliştirme faaliyetlerine başladı. Kedi ve köpekler üzerindeki ilk geliştirme çalışmalarını tamamladı ve bulgularını 2020 sonbaharında Dünya Tek Sağlık Kongresi’nde paylaştı . Birkaç ay sonra, San Diego Hayvanat Bahçesi’nde sekiz gorilden oluşan bir grup COVID-19 enfeksiyonuna yakalandıktan sonra Zoetis, COVID-19 aşısını büyük maymun popülasyonunda acil kullanım için bağışladı.
William Karesh, “Kedi ve köpek gibi ev hayvanlarının COVID-19 enfeksiyon riskinin düşük olduğu ortaya çıktıkça, bu aşılara olan talep daha ticari olarak piyasaya sürülmeden önce azaldı.”
EcoHealth Alliance Sağlık ve Politikadan Sorumlu Başkan Yardımcısı William Karesh, “Kedi ve köpek gibi ev hayvanlarının COVID-19 enfeksiyon riskinin düşük olduğu ortaya çıktıkça, bu aşılara olan talep daha ticari olarak piyasaya sürülmeden önce azaldı” diyor . Etkilenen ticari vizon çiftliklerinde aşı kullanımının bazı durumlarda aşılama maliyetini ön plana çıkarabileceğini de sözlerine ekliyor.
Bilim adamları hayvanlar için aşı yapımında muazzam ilerlemeler kaydetmiş olsalar da Kuchipudi, hayvanlar için COVID-19 aşılarına duyulan ihtiyacın “belirli hayvan türlerinin duyarlılığı, sağlık etkileri ve maliyeti dahil olmak üzere birçok faktöre dayalı olarak değerlendirilmesi gerektiğini” düşünüyor.
Her bilim insanı hayvan aşılarına ihtiyaç duymaz. Cornell Üniversitesi Baker Hayvan Sağlığı Enstitüsü Viroloji Profesörü Joel Baines, evcil kedilerin COVID-19 enfeksiyonuna en duyarlı hayvan türü olduğunun bilinmesine karşın enfeksiyonun kedilerde hafif seyrettiğini belirtiyor. Baines, hayvanat bahçelerindeki büyük kedilerin savunmasız olduğunu, ancak izole edilebilir ve insanlardan uzak yaşamları nedeniyle COVID-19 enfeksiyon riskinin çok düşük olduğunu söylüyor. Baines, vizon çiftliklerinin nispeten küçük bir endüstri olduğunu ve bu endüstride çalışan insan kaynağının COVID-19 negatif olmasını sağlayarak bu tür salgınların azaltılabileceğini sözlerine ekliyor.
Joel Baines, “İnsanlarda kullanılan mevcut COVID-19 aşılarının, hayvanlarda da immun yanıt oluşturabilecektir ancak aşı arzının sınırlı olduğu durumda bu etik olmayacaktır.”
Baines ayrıca, erken klinik deneyler sırasında hayvanlarda deneysel olarak uygulanan insan COVID-19 aşılarının, deney hayvanlarının bağışıklık sistemini uyarma gücü olduğu için insan COVID-19 aşılarının muhtemelen hayvanlarda işe yarayabileceğini öne sürüyor. “Ancak, bu aşılar öncelikle insanlarda kullanılmalıdır, çünkü aşı dozlarının sınırlı olarak bulunabildiği ortamda hayvanlar için kullanmak etik olmaz” diyor.
William Karesh, yeterli dozlarda COVID-19 aşısı bulunmadığında, hayvanları korumanın en iyi yolunun aşısız insanları korumaya başlamanın faydalı olacağını söylüyor. Gerektiğinde hayvanları izole ederek enfekte olmuş insanlarla teması azaltılabilir. Karseh, “Vahşi hayvanlarla çalışan veya onlarla vakit geçiren insanlar, yanlışlıkla vahşi yaşamı enfekte etmekten kaçınmak için kendilerini COVID-19 yönünden negatif olduğundan testlerle emin olma ve KKD giymeyi içeren mevcut yönergeleri izlemelidir” diyor.
Hayvan ve İnsan Sağlığı Arasındaki Bağlantı
K. Srinath Reddy, “Artan ormansızlaşma, vahşi yaşam ticareti ve hayvan eti tüketimi gibi insan eylemleri, insanlar ve ormanda yaşayan virüsler arasındaki doğal engelleri aşındırırken, COVID-19 gibi zoonotik hastalıkların bulaşması için fırsat oluşturuyor.”
Hindistan Halk Sağlığı Vakfı başkanı K. Srinath Reddy, COVID-19 salgınlarına karşı hayvan aşılarına ihtiyaç duyulmasına rağmen, en iyi yaklaşımın ilk etapta salgınları önlemeye çalışmak olduğunu açıklıyor. Reddy, artan ormansızlaşma, vahşi yaşam ticareti ve hayvan eti tüketimi gibi insan eylemleri, insanlar ve hayvanlar arasında hastalık bulaşması için ekolojik bir pencere açtığı için zoonotik hastalıkların insidansının son altmış yılda arttığını söylüyor. Bu tür eylemler, insanlar ve ormanda yaşayan virüsler arasındaki doğal engelleri aşındırırken, COVID-19 gibi zoonotik hastalıkların bulaşması için fırsat oluşturuyor.
Birçok araştırma, COVID-19’un kaynağının Çin’in Wuhan kentindeki bir pazarda satılan enfekte canlı hayvanlar olduğunu gösteriyor. Piyasada canlı köpek, sıçan, kirpi, porsuk, tavşan, tilki, kirpi, dağ sıçanı ve Çin munçağı (küçük geyik) satılırken, 2022 yılı Temmuz ayında yayınlanan bir araştırma bu pazarın tezgahlarında, hayvan kafeslerinde, su giderlerinde ve el arabalarında virüs tespit edildi.
Bu araştırma, COVID-19’un hayvanlarla tarımda, refakatçi olarak ve doğal ortamda yakın ilişkimiz nedeniyle hayvanlardan insanlara sıçrayan zoonotik bir hastalık olduğunu kuvvetle göstermektedir. İnsanları etkileyen bulaşıcı hastalıkların yarısı hayvanlardan gelmektedir, ancak zoonotik hastalıklarla ilgili araştırmalar , gelecekteki pandemi olasılığını ve maliyetini azaltabilecek olsalar bile, tarihsel olarak yeteri kadar finanse edilmemiştir.
Reddy, “Aşılara yatırım yapmamız gerekiyor, ancak bu, zoonotik hastalıkları azaltmak için ekolojik olarak mantıklı bir yaklaşımın yerini asla tutamaz” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Keyifli okumalar dileriz.
COVID-19 ile ilgili daha fazla yazı okumak isterseniz,
Zoonoz hastalıklarla ilgili daha fazla yazı okumak isterseniz,
- Kanatlı Aşısı Geliştirme ve Yeniliğin Önemi
- Hong Kong Hükümeti 3 insan Kuş Gribi vakası bildirdi
- Avian Influenza – Kuş Gribi
Kanatlılarda insan sağlığını gıda yönlü tehdit eden hastalıkları okumak isterseniz,
- CRISPR metodu tavuklarda Salmonella tespitini iyileştirebilir mi?
- Serbest gezen ve Organik yetiştirilen tavuklarda görülen önemli sağlık sorunları
Turkish Poultry Net e-Dergi serilerini okumak isterseniz,
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.